DOĞANIN HEYKELLERİ

Ugo Schiavi’nin Upraising-Diriliş isimli sergisi The Pill’de açıldı. Bu serginin özelliği sanatçının Türkiye’deki ilk kişisel sergisi olması. Kamusal alan müdahaleleri ile tanınan sanatçı, bu sergide, aktivist kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Sergide heykeller ve alana özgü bir yerleştirme bulunuyor.

Schiavi’nin sergi için çıkış noktası ise Balzac ve George Didi- Huberman. Balzac’ın ‘İtaat sıkıcı idi, isyan imkansızdı ve mücadelenin vereceği netice belli değildi.’ sözü ve Didi- Huberman’ın ‘Yükseliş sonu gelmeyen bir oluştur, durmaksızın yenilenir, hakim güç olarak, belki de kendi kendini arzular, yönlendirir; Sigmund Freud’un Freiheitsdrand olarak adlandırdığı, özgürlük arzusunun kendisidir. Bu sebepledir ki, yükselişe dair olan potansiyel olarak sonsuzdur.’ sözü sanatçıda büyük etki bırakmıştır.

‘Ugo Schiavi’nin eserleri birer kuvvet testidir, stüdyosunu ise savaş alanı olarak görür. Materyallerle verdiği mücadele, aslında temsil ettiği savaşların sembolik gücünü taşır.(…) Ugo Schiavi’nin imge işleme biçiminde ikonoklast bir şey var. Düzgünlüğüne boyun eğmeyen bir imajın heykeli yapılacaksa, sanatçı imaja fiziksel olarak müdahele eder. Eserler, belki de bu acımasız dönüşümlerin sonucudur.’ der Sylvain Couzinet- Jacques heykeltraşın sanat pratiği hakkında.

The Pill’deki sergide sanatçının ’çağdaş arkeoloji’ yaklaşıma dair derin bir anlatı vardır. Kamusal alana yerleştirilmiş abidelerin kalıplarını alarak heykellerini üretirken yapmak istediği şey doğanın kendi yöntemiyle nasıl yükseldiğini göstermek. Bunun için İstanbul’un ve yabancı ülkelerin yakın dönemde gösterilere sahne olmuş meydanlarını gezmiştir. Sanatçının alana özgü bir müdaheleyle oluşturduğu araziye ilişkin nosyonları ele alan yerleştirme, antroponik dediğimiz doğa üzerine etki eden insan aktiviteleri döneminde, doğanın kendi hakkını nasıl geri aldığına ilişkin bir örneklem sunuyor.

Bu sergi 27 Mayıs 2017 tarihine kadar The Pill’de görülebilir.

Yorum bırakın